Mecidiyeköy Escort Ucuz Fiyat Seçeneği - 2025

Comments · 7 Views

"1952 Balıkesir Manyas doğumlu olduğunu, Ömer Lütfü Topal, cinayetinde olay yerinde 2 tane kaleşnikof tüfek bırakılmış olduğunu ve bu tüfeklere ait boş kovanlar ile İstinye.

"1952 Balıkesir Manyas doğumlu olduğunu, Ömer Lütfü Topal, cinayetinde olay yerinde 2 tane kaleşnikof tüfek bırakılmış olduğunu ve bu tüfeklere ait boş kovanlar ile İstinye tarafından çalıntı olduğu anlaşılan bir arabada ameliyat eldivenleri bulunduğunu, teknik büronun yaptığı çalışma sonucu tüfeklerin bir tanesinin Şarjörü üzerinde "Taramaya müsait değil, ancak mukayese müsait yarım bir parmak izi bulunduğu" şeklinde tesbit yapıldığı, bu olayı Bodrum Torba’da Regata Oteli ortaklarının öldürülmesi olayının bir misillemesi olarak değerlendirildiğini, Ömer Lütfü Topal’ın Regata Oteline ortak olduğunu, bu otelin ortaklarından birisinin Ömer Lütfü Topal tarafından öldürüldüğü şeklinde kamuoyunda konuşmalar olduğunu, hatta konu ile ilgili olarak Muğladan bir ekibin gelerek İstanbulda 15 gün çalıştıklarını, Cinayet bürosuna gelen bir ihbarda özel harekatçı memurların isimlerinin verildiğini ve bunun değerlendirilmesi lazım geldiği yolunda oluşturulan ekipte bir kanaat uyandığını, bu durumu İl Emniyet Müdürü Kemal Yazıcıoğluna da aktardığını, ve olumlu görüşünü aldıklarını, bunun üzerine bir memurun İstanbuldan birisinin de İzmir’den alındığını, üçüncüsü olan Ayhan’ın da arkadaşlarını sormak için Şubeye geldiğinde alındığını,

Bazı faili meçhul cinayetlerle ilgili olarak; Savaş Buldan’ın 3 Haziran’da Çınar Otelinin gazinosundan gece saat 4 civarında diğer iki arkadaşıyla birlikte çıkarken otelin önünde üç arabanın beklediğini, bu arabaların içinde polis olduklarını söyleyen sekiz kişinin bulunduğunu, üçüne (Savaş Buldan ve arkadaşları) otelin önünde üst araması yapıldığını ve arabalara bindirilip götürüldüklerini, Bolu Yığılca İlçesine yakın bir mevkide Melen çayı kenarına cesetlerin atıldığını, olaydan sonra Savaş Buldan’ın ağbeyine, imzasız bir ihbar mektubu gittiğini, Abdullah Canan’ın 17 Ocak 1996 günü Hakkari’nin Yüksekova İlçesinde evinin önündeki arabasına binip eşine "silah ruhsatını yenileyeceğiz" diyerek ilçeden ayrıldığını, Hakkari’nin 10 uncu kilometresinde Yeniköprü denilen mevkide yol aramasına denk geldiğini, Abdullah Canan’ı panzer gibi bir başka arabaya götürdüklerini, araştırma yaptıkları bütün mercilerin kendilerince gözaltına alınmadığını söylediklerini, kayboluşunun üçüncü günü arabasının Van-Hakkari Karayolu Güzeldere mevkiinde bulunduğunu, Abdullah Canan’ın ağabeyinden Kahraman Bilgiç adında bir görevlinin "Abdullah Canan’la seni bugün yarın görüştüreceğim" diyerek 20 bin mark aldığını, kendisinin Abdullah Canan’ın yakını olarak Kahraman Bilgiç ile görüştüğünü, Kahraman Bilgiç’in "Abdullah Canan şu anda elimizde, hücreye koyduk, bunu Yüksekova Tabur Komutanı Mehmet Emin Binbaşı infaz edilmek üzere bize verdi" dediğini, Mehmet Emin Yurdakul Binbaşının Abdullah Canan’ın arabasını dere yatağına ittiğini, Kahraman Bilgiç’in "hiç kesinlikle birşey yapmayın, diyarbakır oruspu bu bizim görevimizdir. Eşref Bitlis, Bahtiyar Aydın gibi uygulamalar yaptık" dediğini, Kahraman Bilgiç’in Havar kod adıyla dolaştığını, Tugay Komutanına Kahraman Bilgiç’in "sadece 5 bin mark aldım" dediğini, kaçırma olayını ise inkar ettiğini, daha sonra Abdullah Canan’ın cesedinin bayramın ikinci günü jandarma tarafından bulunduğunu, bu konunun halen savcılıkta hazırlık soruşturması aşamasında olduğunu, o günden bu yana hiçbir gelişme olmadığını, olayın Diyarbakır DGM kapsamında olduğunu, yine 1993’te Sabri Çardak’ın Beşbulak Köyünde Mahir Karabağ ve Eyüp Karabağ’ı, Hacı Teknik’in Çukurca’da bu ekip tarafından öldürüldüğünü, yine Miktar Özeken, Şemsettin Yurtseven, Münir Sarıtaş, Mehmet Yaşar, Nezir Tekçi’nin yine bu ekip tarafından 1994-95 yıllarında bu ekip tarafından alındığını ve bunların hiçbirisinden bugüne kadar bir haber alınamadığını, Havar kod adlı Kahraman Bilgiç’in Necip Baskın adlı kişinin fidye olayı sonrasında yakalandığını, Yüksekova’da tutuklanıp, Midyat Cezaevine nakledildiğini, Mehmet Emin Yurdakul’la ilgili olarak savcılığa 4 tane dosya intikal ettiğini, Kahraman Bilgiç’in sorguda Abdullah Canan’ı öldürdüklerini ifade ettiğini öğrendiklerini, ancak bu aşamada soruşturmanın yarıda kesildiğini, Hüseyin Oğuz adlı astsubayın "ben, sorgunun ilk üç gününde görev yaptım, If you have any issues regarding where and how to use Escort DiyarbakıR, you can speak to us at our own site. o sorgu esnasında banda alınan ses var, binbaşının adı geçince o noktada beni sorgudan aldılar" dediğini, Yüksekova delillerinin saklandığını, Mehmet Emin Yurdakul binbaşının o dönemde Hakkari’de tugayda görev yapan Albay Hamdi Poyraz’la bir bağlantısının olduğunun söylediğini belirtmiştir.(Ek:180)

Abdullah Canan'ın aşiretine bağlı Karlı ve yanındaki Çatma köyünde sığınak olduğu şeklinde duyum gelince Emniyet ve MİT ile çalışmalar yapıldığını, özel harekatla birlikte amirlerinin ve komutanlarının bilgisi dahilinde yapılan operasyonda 4 teröristin öldürüldüğünü, sığınaklar tesbit edilerek bir miktar malzeme ve erzak temin edildiğini, o operasyon sonunda kapalı bir evin asker tarafından kurcalandığını ancak iddia edildiği gibi fazla miktarda tahribat yapılmadığını, bununla ilgili şikayet konusuna gelince: Mehmet Yüzbaşı'nın kendisine, şikayetten vazgeçeceklerini ve konuşma talepleri olduğunu söyleyince, kendisinin de bu konuda tedirginliklerini olmadığını, istedikleri kadar şikayette bulunabileceklerini söylediğini, köyde arama yapan komutanları da çağırarak aramayı yapanların onlar olduğunu belirtip tokalaşıp ayrıldıklarını, herhangi bir tehdit olayı olmadığını, Abdullah Canan'ın kendisiyle ilgili şikayette Yüoksekovada olmadığını ve Abdullah Canan namına başkası tarafından yazıldığını öğrendiğini, bu hususta Savcı Ayhan Kocabaş'ı da tehdit etmediğini o savcının bazı hareketleri nedeniyle ilçeden tayinen ayrıldığını, Abdullah Canan olayında işi tezgahlayan ve parayı alanın Kahraman Bilgiç olduğunu tahmin ettiğini, bunu Tugay Komutanının da söylediğini, Abdullah Canan'ın öldürüldükten 7 gün sonra bulunduğu halde cesedinin bozulmamasını da kış şartlarına bağladığını,
Comments