Ulus Kurma Anlamında olduğunu söylediğini, bu programın 10 Kasım sabahı bittiğini, bir gün sonrada kendisinin sınıf arkadaşı Vecdi GÖNÜL'ün Brüksel'de iken 10 Kasım konuşması.
Ulus Kurma Anlamında olduğunu söylediğini, bu programın 10 Kasım sabahı bittiğini, If you loved this report and you would like to obtain additional info regarding
escort diyarbakıR kindly pay a visit to our web-page. bir gün sonrada kendisinin sınıf arkadaşı Vecdi GÖNÜL'ün Brüksel'de iken 10 Kasım konuşması yaptığını ve bunun Ulus Kurma olduğunu söylediğini ve "biz Ermenileri göç ettirme s ey dik, Rumları mübadele ettirmeseydik bir Ulus devlet kuramazdık" dediğini, sonradan kendisine sorduklarını, kendisinin de bir demeç verdiğini, bunları anlattıktan sonra "acaba yeni bir tehcir mi düşünülüyor diye söylediğini, ismi geçen şahsın da bu demecini Abdullah ÖCALAN'a aktardığım söylediğini, Telefon görüşmesinden anlaşıldığı kadarı ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN'ın konuşmaları, Avukatları vasıtasıyla kendisine, kendi konuşmalarının da Abdullah ÖCALAN'a iletilmesinin sebebi sorulduğunda; bunun doğru olmadığını, böyle bir mekanizmanın olmadığını, sadece bunu kendisine söylediklerini, Tape No:9089, 06.12.2008 günü saat:10.47 de Volkan ? ile yaptığı telefon görüşmesinde; Abdullah ÖCALAN'ın söylediği bir konuyla ilgili konuştukları ve kendisinin "... Abdullah ÖCALAN da iki önemli nokta var bana söylediler" dediği, Volkan'ın "Kürtlerin Lozan ı demiş ya" dediği, kendisinin de bu laftan ne anladığını sorduğu, Volkan'ın "Yani ne anladım hani bir beraber gittik ..." dediği, kendisinin "... hiç alakası yok şu Türk şematiği ile düşünmeyin biraz Yalçın KÜÇÜK'ün şematiği ile düşünün ondan sonra bi defa çok açık olarak gizli tarihi okuyun diyor herkese " dediğinin tespit edildiği hatırlatılarak Abdullah ÖCALAN la ilgili iki önemli noktanın ne olduğu sorulduğunda; görüşmeyi yaptığı kişinin Vatan gazetesinde çalışan Volkan B... isimli kişi olduğunu, bunun ne olduğunu bilmediğini,
Kendilerinin İstanbul’da oturmaları sebebiyle iskenderuna sık sık gitmelerinin zor olduğunu, bu nedenle Mehmet Beyin Turgay Maraşlı’yı orada çalışabilecek kişi olarak tavsiye ettiğini, şirkete sigortalı olarak dahi alındıklarını, kar ettiklerinde bir şey vereceklerini düşündüklerini, kendilerinin de Güven Tezerdi isimli petrol içinden anlayan ancak güvenmedikleri bir kişiyi görevlendirdiklerini, bu çocuğuda onun başına koyduklarını, daha sonra özellikle çok kaba olması nedeniyle şikayetler almaya başladıklarını, hatta Botaşta çalışanlardan da şikayetler geldiğini, daha sonra da Mehmet Beyin kendisini uyardığını ve o kişinin şirketin parasını çaldığını söylediğini yaptıkları tespitle şirkete ait parayı çaldığını tespit ettiklerini, 5 liraya sattığı malı 3 lira gösterdiğini, kendi evine ve ailesine pek çok harcama yaptığını ve Toyota marka araba olduğunu, bu suretle 5-6 milyar lira içeri attığını, bunun üzerine Turgay Maraşlının işine son verdiklerini ve kovduklarını, bu konuda Botaş şirketinede bu şahsın şirket ile ilgisinin kalmadığını yazı ile bildirdiğini, 5-6 ay süreyle kendileriyle çalıştığını, Turgay Maraşlı’yı hiç tanımadığını, bir gittiğinde Ukraynalı bir eşi olduğunu gördüğünü,
Zazacayı dilbilimsel olarak inceleyip detaylı analizini yapan ilk araştırmacı Alman dilbilimci Oskar Mann'dır. 1905/1906 yıllarında Prusya Bilimler Akademisi tarafından batı İrani dillerinin dokümantasyonu ve dilbilimsel analizi için görevlendirilen Oskar Mann Bingöl ve Siverek bölgelerinde kapsamlı Zazaca derlemeler ve dil kayıtları gerçekleştirmiştir. Zazacayı ses bilgisi (fonetik), biçim bilgisi (morfoloji), sözcük bilgisi (leksikoloji), kökenbilgisi (etimoloji) açılarından inceleyen Oskar Mann yaptığı araştırmaların sonucunda Zazacanın Farsça ya da Kürtçenin bir lehçesi olmayıp başlı başına ayrı bir dil olduğunu tespit etmiştir.[59] Mann'ın ölümünden sonra çalışmalarını devralarak ilerleten Karl Hadank, 1932 yılında bu çalışmaları yaptığı gramer analizleriyle beraber "'Mundarten der Zaza" adıyla kitaplaştırmıştır.[60] Hadank da öncülü Oskar Mann gibi Zazacayı başlı başına ayrı bir dil olarak ele almıştır. Zazacanın modern dilbilim tarihindeki yeri Oskar Mann (1906) ve Karl Hadank'dan (1932) sonra David Neil MacKenzie (1961-95), Gernot Ludwig Windfuhr (1989), Jost Gippert (1996), Ludwig Paul (1998) ve birçok yabancı dilbilimci ve araştırmacı ve uluslararası dil otoriteleri Glottolog[61] ve Ethnologue[18] tarafından incelenmiş olup başlı başına bir Batı İran dili şeklinde tespit edilmiştir.[62]
Yamaç'tan üst üste darbe yiyen babası Cengiz Erdenet'in kötü durumda olmasını fırsat bilen Çağatay saklandığı yerden geri döner ve ilk iş olarak Yamaç'a Efsun'un sorar, Yamaç Efsun'u kaybetmekten korkar Çağatay'ın döndüğünü ve Efsun'un onun zaafı olduğunu bildiğini söyler Efsun'un onunla birlikte Koçovalı evine gelmesini ister Efsun ilk başta reddeder fakat daha sonra Yamaç için kabul etmek zorunda kalır. Sultan Damla ve Cumali'nin Efsun hakkında konuşmalarını duyar, Efsun'un kocasının katillerinden biri olduğunu öğrenir ve onu döverek evden atar.Pusuda bekleyen Kulkan Çağatay'ın emri ile Efsun'un kaçırır ve Çağatay'ın yanına götürür. Çağatay Efsun'un onunla birlikte olmasını ve Yamaç'ı unutmasını söyler, Efsun asla böyle bir şey olmayacağını söyleyince Çağatay öfkelenir ve Kulkan'dan Efsun'u kendi cehennemine götürmesini söyler.Yamaç Çağatay'ı bulur ve Çağatay'ın son sözleri "Очарование больше не твоя" yani "Efsun artık senin değil." olmuştur ancak Yamaç Çağatay'ın ne dediğini anlamaz. Koçovalı evinde ise Sultan ev halkını örgütlemiş herkesin Yamaç'a Efsun'un kendi isteğiyle gittiğini söylemesini istemiştir. Yamaç Efsun gittiği için perişan haldedir Efsun'un onu terk ettiğine ne denirse desin inanmaz. Akın'ın düğün gecesi Saadet sarhoş olup her şeyi ağzından kaçırınca gerçeği öğrenen Yamaç Sultan'dan hesap sorar. Efsun'un peşine düşer. Kulkan'ın verdiği adrese gelen Yamaç Efsun'a kavuşmak için çok mücadele eder ancak Kulkan Cumali Amca ile birlik olup Yamaç'a tuzak kurmuştur. Yamaç'ı Afganistan diye Diyarbakır'a kaçırmışlardır.