Yine senesini hatırlayamadığı bir gün iş yerlerinde otururken, kendisinin bir küçüğü amcaoğlunun kendisine "Avşar’ı polisler sık sık arıyor, bir şey var herhalde" dediğini.
Yine senesini hatırlayamadığı bir gün iş yerlerinde otururken, kendisinin bir küçüğü amcaoğlunun kendisine "Avşar’ı polisler sık sık arıyor, bir şey var herhalde" dediğini. Bir başka gün Halkalıdaki işyerine gittiğinde genç birisinin amcaoğluyla yemek yediğini gördüğünü, kim olduğunu sorduğunda amcaoğlunun kendisine "bu Avşar’ı alıp bırakmış, şimdi de her hafta geliyor ve Avşar’ı soruyor" dediğini. Adamla tanıştığını ve sohbet ettiklerini, o kişinin kendisinin istihbaratçı olduğunu ve Avşarı arama sebebinin: Kaybolan Tarık Ümit’in telefonunda son numara Avşar’ın cep telefonu çıkması olduğunu, Tarık Ümit’in son kez Avşarın cep telefonundan aranmış olduğunu, bunun üzerine kendilerinin onları takibe aldıklarını, bir hafta on gün telefonlarını dinlenmiş olduğunu ancak sonunda onların temiz insanlar olduğuna kanaat getirdiklerini, Avşarı 2-3 gün götürüp tuttuklarını, Avşar’ın kendilerine yardımcı olduğunu, telefonuyla kimlerin konuştuğunu söylediğini; bu istihbaratçı başçavuşun giderken "benden size tavsiye: bu adamlarla fazla içli dışlı olmayın, diyarbakır oruspu bunlar hakkında dedikodular var. Bende onu araştırıyorum" dediğini. Ayrıca ne yapayım diye sorduğunda başçavuşun kendisine "kardeşin Ataköyde bekar evinde kalıyor, hiç olmazsa bir süre yanına evine götür" dediğini, bunun üzerine kardeşini sıkıştırdığını, kardeşinin kendisine "Ağabey polis ziya telefonu istedi, bende verdim, sonra jandarma beni gözaltına aldı" dediğini, Halkalıdaki işyerinin kalabalık bir yer olduğunu, oraya sık sık istihbaratçı ve narkotikçi polislerin geldiğini, onlara telefon hususunda yardımcı olduklarını, bundan sonra kardeşini bir ay kendi evine götürdüğünü ve ikaz ettiğini, Ayhan Akça isimli polisin kendi kiracısı olmadığını, gazeteler yazınca araştırdığını ve Ayhan Akça’nın 2-3 ay önce kız kardesinin kiracısı olduğunu öğrendiğini, ayrıca; işyerine gelen başçavuş’un resmi değil sivil giyimli olduğunu yanında sivil giyimli bir asker olduğunu hatırladığını, son olaylarda ismi geçen Haluk Kırcı’yı tanımadığını, sadece ismini duyduğunu, Korkut Eken’i de tanımadığını, İbrahim Şahin’e İstanbul’a geldiği zamanlarda araba verdiklerini belirtmiştir.(Ek:215)
Tape No:9107, 01.11.2008 günü B. Z. ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; Y. KÜÇÜK'ün "Balat'a uğrayacam sonra televizyona programa gidicem o kitapları vermek istiyorum çünkü yarın da biliyorsun panele katılacam" dediği, B. Z.'nin "Evet" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Yoldaş gelecek bana Balat a" , "Sende gelirsin" , "Nedir yarınki panelle ilgili herhangi bir beklenti var mı" dediği, B. Z.'nin "Yani epey duyurusu yapmışlar" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Yapmışlar yapmışlar" dediği, B. Z.'nin "Evet evet olacak herhalde" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Daha sonra İstanbul Üniversitesinden hocalar bana ALEMDAROGLUyla nasıl yan yana gelirsin diye sitem ettiler" dediği, B. Z.'nin "...yani" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "Hayır efendim benim bilgim yoktu bende ayrıca Kemal bey benim yanıma geliyor ben herkesi desteklerim bu sırada kimseyle bir sorunum yok benim peki o zaman Balat ta buluşacaz" dediği, B. Z.'nin "Tamam birden sonra tamam" dediği, Y. KÜÇÜK'ün "İşte Yoldaşla konuştum benimle bağlantı kurar seni ordanda alıp televizyona götürecekler peki görüşmek üzere " dediği, B. Z.'nin "Oldu hocam" dediği,
Türkçe okumasını ve yazmasını bilmeyen insanların, Samsun Terme’nin çingenelerinden bir grubun büyük paralar kazanması olayı olduğunu, gazeteci ve İl Başkanlarına göre 1 trilyon 200 milyar lira civarında bir parayı faizle çalıştırdıklarını, Emniyet müdürleri, Devlet adamlarınında bu çılıştırılan paralar içinde yaraları bulunduğunu, kahvelerinin adını bile savcılar kıraathanesi olduğunu, karılarının gündüzleri dilencilik yaptığını, kendilerininde % 35-40 faizle para dağıttıklarını, bu nedenlerle bir olay olduğunu duyduğunu, bir gün İzmit Ülkü Ocakları Başkanlığı yapmış bir çocukla, kendisinin şoförlüğünü yapan bir çocuğu kahvede ayağından vurduklarını, iki gün sonra onların kahvesinin tarandığını, bu olayda 3 kişinin ölüp, 7 kişinin yaralandığını, bunun üzerine bütün samsunluların İzmit’i terk ettiklerini, halkın bunu kendisinin yaptığını söylediğini, halbuki kendisinin yaptırmadığını, ancak yapmadımda diyemediğini, çünkü ya özel harekat, ya ülkü ocakları genel merkezinden gelenler ya da Hadi Özcan yaptırmış olabilirdi, bu konuda samsunluların tarafını tutan 2.Şube Müdürü ile görüştüğünü, olayın esas oluş şeklini ona anlattığını, esas olayı yapan adam Affan Keçeli zamanında polisin bir kez yakaladığını, ancak 250 milyon civarında yani 8 tane kadın bileziği avanta alınıp, işin bitirildiğini, bunların hepsinin ispatlı olduğunu, verenlerinde bunu şuanda kabul ettiğini ancak polisin bunların ifadesini almadığını ve almaya da yanaşmadığını,
Here's more regarding
Escort diyarbakır stop by the webpage.